TÜBİTAK Başkanı Hasan Mandal, İMECE’nin kameralarını yurt dışına ihraç edeceklerini açıkladı.
Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, Türkiye’nin uzaya fırlatılan ilk yerli ve milli gözetleme uydusu IMECE’nin en değerli modülü olan elektro-optik kamerayı ihraç edeceklerini söyledi. Mandal, “Optik kameramızı dost ve müttefik ülkelerden biri istedi. Şu anda onlar için 2 kamera üretiyoruz.”
Türkiye’nin ilk yerli ve milli yüksek çözünürlüklü gözetleme uydusu İMECE, Cumartesi günü Amerika Birleşik Devletleri’ndeki (ABD) Vandenberg Uzay Kuvvetleri Üssü’nden yörüngeye fırlatıldı. Yüzde 90 yerli orana sahip İMECE’den ilk sinyal aynı gün içerisinde alındı. İMECE’de elektro-optik kamera, uçuş bilgisayarı, elektrikli tahrik, yönlendirme ve yörünge belirleme, güç ve haberleşme alt sistemleri gibi kritik bileşenler TÜBİTAK Uzay tarafından tasarlanmış ve üretilmiştir. 680 kilometre yükseklikte yer alan İMECE, 5 yıl boyunca hedef belirleme ve tespit, doğal afetler, tarımsal uygulamalar gibi birçok alanda hizmet verecek. Uydu dünyanın her yerinden görüntü alabilecek.
TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, Türkiye’nin 2011 yılına kadar gözlem uyduları konusunda herhangi bir çalışmasının olmadığını söyledi. Mandal, “2011 yılında Rasat ile ilk gözlem uydumuzu yaptık. Daha sonra Göktürk-2 olarak gözlem uydumuzu yaptık ve halen çalışıyor biri 7.5 metre diğeri 2.5 metre çözünürlüğe sahipti soru şu sizin çözünürlüğünüz nedir o yüzden çok Metre altı bir çözünürlüğe sahip olmak ve bu uyduyu kendi başınıza tasarlayıp imal etmek çok değerli.” Ülke sayısının 10’u geçmeyeceğini belirten Mandal, “İMECE’de TÜBİTAK Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsü’ndeki 200’e yakın arkadaşımız tüm bu aşamaları gerçekleştirdi. Bunun çok kritik bileşenleri var. Biri elektro-optik kamera. yüksek çözünürlük.ikincisi uçuş bilgisayarı.uydu sahibi olabilirsiniz ama yazılıma sahip değilseniz güvenlik açısından her zaman risk altındasınız.bir teknoloji geliştirebilirsiniz ama uzayda tarih kazanmadığı sürece sadece bir teknoloji.Cumartesi sabahı Türkiye’nin prestijiyle uzayın tarihi oluşmaya başladı.Gelecekte kritik bir bileşen satacaksanız, ‘Kaç tane tarihsel kritik bileşeniniz var?’ Geçmişte Rasat ve Göktürk-2’den belli bir geçmişi olan ekipmanlarımız vardı ama optik kameramız ilk kez tarih kazanıyor.” Uyduda rekabet gücünün göstergesi ihracattır. Dışa aktarma 2 boyutta olabilir. Hem kritik bileşen hem de sistemin kendisi olabilir. Optik kameramız dost ve müttefik ülkelerden biri tarafından talep edildi. Şu anda onlar için 2 kamera üretiyoruz. Yine dost ve müttefik ülkelerden birinin ihalesine katıldık. Şimdiye kadar, o tanınmış ülkeler her zaman teklif verebildi. Uydu sistemi olarak da ihaleye çıktık ve kısa listeye girdik. Şu anda değerleme aşamasında, bu çok değerli bir şey. Teknolojimiz hem komponent hem de sistem boyutunda sadece ülkemiz için değil yurt dışında da geçerlilik kazandı.” Bizim amacımız bu olacak. Metre altı burada kalitenin bir göstergesidir. Sayın Cumhurbaşkanımızın bu konuda ortaya koyduğu ’10 büyük ülkeden biri olmak’ burada belki de en uç noktalardan biri” dedi. Tabi daha riskli bir alanda çalıştıkları için bu konuda güvenli hareket ediyorlar. Bu yüzden 10 ila 15 gün ortasında görüntü alacaklarını söylüyorlar; ama daha önce bir görüntü alıp bizimle paylaşacaklarına inanıyorum. Heyecanla beklemeye devam edeceğiz.”
IMECE’nin ABD’li bir şirket tarafından uzaya fırlatıldığını ve uzaya uydu fırlatmanın başlı başına bir yetenek olduğunu dile getiren Mandal, “Milli Uzay Programı’nın hedeflerinden biri de Türkiye’nin kendi fırlatma ünitesine sahip olması. Türkiye içinde olmayabilir. uygun bir lansman yeri.” Ancak bu teknolojiyi geliştirecek bir ülke olması gerekiyor. Türkiye’nin kendi fırlatma rampasını ve teknolojisini geliştirmesi için bir yol haritası var” dedi.